Sosyal Medyada Halkla İlişkiler Krizlerini Önlemenin 6 Yolu

Posted by Unknown on 17:47 with No comments
Bir çok profesyonel çalıştıkları firmanın gayrı resmi temsilcisi olarak sosyal ağlarda aktif durumdalar. Twitter profilinize “Tweetler bana aittir” ibaresini koyabilirsiniz fakat kendinizi çalıştığınız kuruluşla ilişkilendirirseniz ya da kuruluşun temsilcisiyseniz ekstra bir sorumluluk yüklenmiş olursunuz. Şirketinizin resmi sayfasından tweet atmıyor olabilirsiniz ama sonuçta kuruluşun itibarına katkıda bulunuyorsunuz.
Öyleyse, kendisini bir markayla ilişkilendirerek sosyal ağlarda etkileşimde bulunanlar için göz önüne alınması gereken noktalar şunlardır:
Kaba olmayın. Televizyonlarda eskiden beri düzenli olarak bayağı, kaba bir dil kullanılsa da bir markayla ilişkili kimse aynısını sosyal medyada yapmaktan kaçınmalıdır.
Tweetlediğiniz bir şeyi tekrar görmek isteyeceğinizden emin olun; size geri dönecektir. Elbette tweeti ya da durum güncellemesini silebilirsiniz fakat o ana kadarki bıraktığı etkiyi silemezsiniz ve eğer birisi mesajınızın ekran görüntüsünü alırsa işte o zaman bu kötü ifadeniz sonsuza kadar kalır.
Yazdıklarınızdan patronunuz, çocuğunuz ya da ailenizin nasıl etkilenebileceğini düşünün. Eğer yayınlamayı düşündüğünüz mesaj, değer verdiğiniz kişileri ya da size saygı duymasını beklediğiniz kişileri olumsuz etkileyecekse, bu mesajı bir dergi ya da gazete ana sayfasında gördüklerinde irkileceklerse onu göndermeyin. Aynı kural, hakaret içeren ifadeler ve saygısız, rahatsız edici yorumlar için de geçerlidir. Kendinizi kontrol etmeyi bilmelisiniz.
Seviyenizi asla bozmayın. Böylelikle yazdığınız bir şey dönüp dolaşıp size ya da patronunuza musallat olmaz. İyi bir oyuncu, zarif bir kazanan ve iyi bir kaybeden olun. Ve asla görgüsüz, kaba saba biri olmayın.
Senaryo çalışması yapın. Mesajınızın yaratabileceği en iyi durum ve (daha önemlisi) en kötü durum senaryoları nelerdir? Mesajınızın kışkırtabileceği tartışmaları yaratmak istiyor musunuz? Mesajı göndermeden önce senaryolar üzerinde düşünün.
Böl ve yönet ya da işle eğlenceyi karıştırma. İşten uzaklaşıp sakinleşerek, rahatlayabileceğiniz alanlarınızın olması güzel. Bir çok insan sosyal ortamlarda ‘iş’ ve ‘eğlence’ için ayrı alanlara sahiipler. Örneğin eğlence alanınızı Facebook’ta yaratabilirsiniz. Buradaki duruşunuz açıkça profesyonellikten uzak olabilir. Burada futbol, bahçeniz veya evcil hayvanlarınız hakkında özgürce yazabilir ve bildiğiniz, tanıdığınız ve değer verdiğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz. Gizlilik ayarlarınızı dikkatlice düzenleyip sizinle bağlantıda olmayan insanların sadece siz ne göstermek isterseniz onu görmelerini sağlayabilirsiniz. Bütün bunları yaparken yeterli düzeyde bilgiye sahip olduğunuz bazı tartışmalı konularla ilgili seviyeli yorumlarda bulunmanızın da bir zararı olmayacaktır.
Her zaman şu şekilde düşünün: Birileri daima sizi izliyor ve yayınladığınız bir ileti sonsuza kadar orada kalacak. Bu basit kurallar kişisel markanızı ve profesyonel olarak temsil ettiğiniz kuruluşu sosyal medyada doğru biçimde ifade etmenizde size yardımcı olacaktır.
 Kaynakca: http://www.prrehberi.com/